Ulvi Taşkın

Ulvi Taşkın

Ulvi Taşkın yazıyor

DOĞAYLA ERKEN ERİŞİM

25 Eylül 2023 - 11:23

Keşif yoluyla bilgi sevgisi oluşturmak
Şuna inanıyoruz: "Sevgi olmadan bilgi kalmayacaktır. Ama eğer sevgi önce gelirse, mutlaka bilgi de gelecektir. Küçük çocuklara yönelik çoğu çevre eğitimi programının sorunu, çocukların yeryüzüyle sevgi ve bağlılık ilişkisi geliştirmeden önce bilgi ve sorumluluk aşılamaya çalışmalarıdır. Çocukların doğadaki d
0üü*ü
 uygusal ve duyuşsal değerleri, soyut, mantıksal ve akılcı bakış açılarından daha erken gelişir.
Onlardan onu kurtarmalarını istemeden önce, çocukların biyofililerini, Dünya'ya olan sevgilerini geliştirmelerine izin vermeliyiz. Çocuklar için kitaplar ve dersler yerine doğanın kendisi en iyi öğretmendir. Küçük çocuklar tanıdık ve rahat olan şeylere duygusal bağlar geliştirme eğilimindedir. Çocukların doğayla bağları ne kadar yakın olursa çevreye duyarlı ve aktif çocuklar olma olasılıkları da o kadar artar.
Çevre eğitiminin sorunu, ona bir çocuğun bakış açısından değil, bir yetişkinin bakış açısıyla yaklaşılmasıdır. Çocukların doğal dünyaya olan merakı ve benzersiz bilme biçimi, didaktik bir yaklaşım değil, keşfederek ve keşfederek öğrenmeyi gerektirir. Çoğu çevre eğitiminin temel sorunlarından biri erken soyutlama ve çocukların eğitiminin fazla soyut olmasıdır.
Çocuklara soyut bir kavramı (çevre kirliliği, yağmur ormanlarının tahribatı, asit yağmuru, ozon delikleri ve balina avcılığı gibi) çok erken öğretmeye çalışırsak, onları karıştırma ve yanlış anlama riskiyle karşı karşıya kalırız. Çocuklardan bilişsel yeteneklerinin, anlayışlarının ve kontrollerinin ötesinde sorunlarla uğraşmalarını istediğimizde kaygılı, depresif hale gelebilirler ve bunun sonucunda sorun fobisi geliştirebilirler. Çevre sorunları durumunda biyofobi gelişebilir - doğal dünya korkusu ve çevre sorunları (dışarıda olma korkusu).
Çocukların doğal dünyayla ilgili empatisini geliştirmek, 4-7 yaş arası çocuklar için birincil hedef olmalıdır. Çocukların erken çocukluk dönemindeki deneyimleri, çocuğun kendisini doğanın bir parçası olarak anlamasını desteklemelidir. Erken çocukluk dönemindeki deneyimler, çocukların yaşamları boyunca yanlarında taşıyacakları değerleri, tutumları ve dünyaya yönelimlerini oluşturur. Doğadaki düzenli olumlu etkileşimler çocukların çevreye saygı ve özen geliştirmelerine yardımcı olur. Sadece doğada düzenli deneyimler değil, aynı zamanda eğlenceyi, rahatlığı ve doğaya saygıyı örnek alan yetişkinleri (hem ebeveynleri hem de öğretmenleri) izlemek de önemlidir.
Doğayla düzenli temasın yanı sıra erken çocukluk döneminde empatiyi geliştirmenin en iyi yollarından biri çocukların hayvanlarla ilişkilerini geliştirmektir. Küçük çocuklar hayvanlara ve özellikle de bebeklere doğal olarak bağlı olduklarını ve onlara ilgi duyduklarını hissederler. Canlılara karşı şefkatli bir tutum ve sorumluluk duygusu geliştiren çocuklar için hayvanlar sonsuz bir merak kaynağıdır.
Çocuklar hayvanlarla içgüdüsel ve doğal bir şekilde etkileşime girer, onlarla konuşur ve duygusal olarak onlara yatırım yapar. Çocuklar ve hayvanlar hakkında az bilinen bir gerçek, 6 yaşın altındaki çocukların rüyaları üzerine yapılan araştırmaların, rüyalarının %80'inin hayvanlarla ilgili olduğunu ortaya çıkarmasıdır. Hayvanların çocuklar için sembolik önemine ek olarak, çocukların okul öncesi kitaplarında dil öğrenimi ve sayma için kullanılan karakterlerin %90'ından fazlasını hayvanlar oluşturuyor.

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum