Son Beş Gün...

Şunun şurasında son beş gün  kaldı. Seçim tarihi olan 14 Mayıs’a yaklaştıkça siyaset adamları son kozlarını ortaya koymaya başladılar. Seçmenlerde ve özellikle de siyasetin fanatiklerinde ayrı  heyecanlar ve ayrı çabalar görüyoruz.
Bana göre her şey denendi. Hatta mitingde taş yağmuru bile oldu.Her söylem kullanıldı, doğruluğu bile araştırılmadan her duyulan ya da görülen paylaşıldı. Yeter ki amaçlarına hizmet etsin, onların siyasi kadrolarını desteklesin.
“Her türlü milliyetçiliği ayaklarımın altına aldım “ diyerek devletin resmi kurumlarında TC ibaresini kaldıran, bunu yaparak adeta PKK terör örgütünün en öncelikli talebini karşılayan irade ve ona destek verenler şimdi terör yandaşlarından destek kesilince siyasi rakiplerini terör işbirlikçisi ve de terörist olarak suçlamaktan çekinmediler. Alman Bild Gazetesi Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazanacağını ön gördüğünde “dış güçlerin oyunu, bunlar zaten yerli ve milli değiller” diyen irade Ekonomist Dergisi “Erdoğan kazanacak” diye haber yapınca bütün yandaşlar paylaşma yarışına giriyor. Yani “bizim yabancımız sizin yabancınızdan iyidir” anlayış ve mantığı…
 Bunu halkımızda görüp anladığı için pek de itibar etmiyorlar. Yandaşlar kendi kendilerini tatmin etmekten başka bir şey yapmıyorlar. Kim ne derse desin, yine en inandırıcı ve de en etkileyici söylem kuru soğanın 25 liraya satılması oldu. Yani;
“Yiğit muhtaç oldu kuru soğana” halleri.
Bana göre tarih bu seçimleri  yazarken soğanın zaferi diye başlık atacaktır. Zaten iktidar yandaşları da yapılan eleştirilerde en büyük tepkiyi soğan için gösterdiler. Hatta ağızlarını bozup ahlak sınırlarını aşanlar bile oldu. Demek ki soğan muhabbeti etkileyici ve inkar edilemez doğrulukta bir söylem olmuş.
Soğanı tek başına kahraman yapmak istemeyenler yanına patatesi de koydular. Hızını alamayanlar ise et ve peynir fiyatlarını dile getirdiler.
İktidarımızın güzide temsilcileri ve de ittifak ortakları buna da karşılık vermeye çalışsalar da pek başarılı oldukları söylenemez. Cumhur İttifakı ortağı Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici kilo ile et almak yerine koyunu bütün olarak alıp kestirerek buzluğa koymayı, oradan tüketmeyi önermiş. Bu öneri tutmadı. Çünkü biz kilo ile bile alamıyoruz, bütün koyunu nasıl alacağız?
Bu arada Maliye Bakanı Nurettin Nebati’nin tavsiyesi ise sanırım içinde bulunduğumuz ekonomik sıkıntıların kaynağı hakkında bir fikir veriyor. Sayın Nebati dana yerine koyun yenmesini, koyunun daha ucu olduğunu ifade etmiş. Boşuna dememişler,  tok açın halinden anlamaz diye. Aynen tarihteki “Ekmek yoksa pasta yesinler” diyen Fransız Kraliçenin halleri… Çünkü bu lafları ancak milletten ve milletin gerçeklerinden uzaklaşan, zirve sarhoşluğuna kapılmış kişiler kullanabilir.
Son söz; Sandıktan  ne çıkarsa , Millet ne derse o olacak.  Ancak, içimde bir his bu işin sonunu soğan ve patates belirleyecek diyor.
Şunun şurasında bir elin parmakları kadar gün kaldı.