Yeni bir anlayış, yeni bir ufuk ve yeni bir hizmet biçimi

Yaşar Eyice

‘Kınık’ tan böyle uzun uzun söz edeceğimi sanıyorum, ‘Kanıksayanlar’ olacaktır.

Sakın ha!

Belki İzmir’in en küçük, ya da en az hizmet alan bir ilçesi olmuştur Kınık...

Hatta bir zamanlar, ‘Bergama’nın ilçesi Kınık’ diyenler bile çıkmıştır.

Şaka değil gerçek...

Çünkü Kınık, iki büyük ilçe Bergama ile Manisa’nın Soma ilçesi arasında sıkışıp kalmış bir güzellik abidesi kentimiz.

Belediye Başkanı AKP’den seçilen Dr. Sadık Doğruer...

Benim de bir çocukluk arkadaşım vardı Bornova’dan ve Namık Kemal Lisesi’nden de; Dr. Ali Kertiş...

Tıp Doktoru Ali Kertiş şu anki Belediye Başkanı Dr. Sadık Doğruer gibi çok çalışkandı..

Düşünün zamanında İstanbul Teknik Üniversitesi’ni derece ile kazanmış, tam okulu mühendis olarak bitirecekken, annesinin ‘Bir oğlum mühendis, bari sen doktor ol bana bak’ deyince bırakıp tekrar girdiği Tıp Fakültesini bitiren bir hekim...

İşte bu Namık Kemalli Doktor Ali Kertiş’in misafiri olarak yıllarca Kınık’a gittim, geldim...

Doktor Ali ne yapıyordu, söyleyeyim:

Bir şekilde uyuşturucu müptelası olanları buluyor, bunların rahabiletelerini üstleniyordu.

Görevi değildi ama ‘Gençlik bizim geleceğimiz, bunları kendi haline bırakamam’ diyordu...

Hatta Kınık’ta bir İmam da bir numaralı yardımcısı olmuştu...

Halkın sevgilisi olmuştu...

Ve şimdiki Belediye Başkanı Dr. Sadık Doğruer de çalışmaları ile bana meslektaşı Ali Kertiş’i anımsatıyor...

 

*- Sürpriz üzerine sürpriz

 

Öncelikle size Adalet ve Kalkınma Partisi’nden belediye başkanı olan ve bana değil herkese göre önceki seçimde olduğu gibi yine büyük bir sürpriz yaparak 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde Kınık Belediye Başkanı seçilen Dr. Sadık Doğruer’i tanıtayım;

Kınık Belediye Başkanı Dr. Sadık Doğruer, 1970’te İzmir’de doğdu.

1994 yılında Dokuz Eyülül Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Hasan Kalyoncu Üniversitesi ‘Sağlık Kurumları İşletmesi ve Yöneticilik’ bölümünde Yüksek Lisans yaptı.

1994-1995 yıllarında Afyon Dinar Merkez Sağlık Ocağı’nca tabip olarak görev yaptı.

1996 yılında Kınık Sağlık Merkezi’nde göreve başladı.

Kınık’ta Sağlık Grup Başkanlığı, İşyeri Hekimliği ve Aile Hekimliği görevlerinde bulundu.

2014 yılından bu yana Kınık Belediye Başkanlığı görevini sürdürmekte, mesleki görevlerinin yanı sıra Kınık ve Balkanlılar Kültür Dayanışma Derneği Başkanlığı, Ege Balkan Türkleri Federasyonu Genel Sekreterliği ve Balkan Gündemi Dergisinin Yazı İşleri Müdürlüğü görevini yürütüyor.

Fark etmişsinizdir...

Kendisini ikinci dönem başkanlık yapıyor.

Yani her şeye, her uğraşa rağmen alaşağı edilmedi.

 

*- Yıllardır Kınık’ta

 

2009 yılından 2014 yılına kadar Kınık ve Bergama’nın Bölge Hastanesi konumunda olan Devlet Hastanesi’nde Başhekim Yardımcılığı görevini yapan Doğruer, 1996 yılından beri Kınık’ta yaşamakta, evli ve bir çocuk babası.

Kınık’ta doğup büyüyenler, ya Soma’ya, ya da Bergama veya İzmir’e yerleşip ekmeklerini sağlamaya çalışırlarken, içlerinden değil, ama gönüllerinden çıkan biri gelip, onları iş güç sahibi yapmaya, hizmet üretmeye çalışıyor.

Büyükşehirler bile AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı misafir edemezken, aynen kendisi gibi AKP’li olan Bergama Belediye Başkanı Koştu gibi konuk etti.

Gayet iyi anımsıyorum, ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan Kınık’a gelip, büyük mücadeleyi kazanan AKP’li belediye Başkanı Dr. Sadık Doğruer’i tebriiğe gelecek’ denildiğinde, ‘Hadi canım sende!’ diye burun kıvıranlar olmuştu...

Oldu işte..

Geldi işte...

Hem de programı uzamasına, Ankara’da önemli görüşmeleri olmasına rağmen...

Ve Erdoğan bakın ne demişti:

‘Sadık Doğruer kardeşimin yanındayım’

Şimdi anımsatma yapayım:

 

*- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kınık’ta

 

22 Şubat 2020 Cumartesi günü İzmir’i ziyaret eden Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan’ı Belediye Başkanı Dr. Sadık Doğruer  Kınık’tan gelen yönetici kadrosu ile karşıladı.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Belediye Başkanımız Dr. Sadık Doğruer’i de yanına aldı.

Beraber Cumhurbaşkanlığı otobüsü ile Kınık Belediyesi önündeki miting alanına gitmek üzere yola çıktılar.

Erdoğan yol üzerinde kendisinin geçişi sırasında araçlarıyla korna çalan S.S. Yeni Kınık Kamyoncular Kooperatifi üyelerini görünce otobüsü durdurarak Kamyoncu esnafını selamlayıp Kooperatif Başkanı Oktay Arslanyörür ile görüştü

Belediye Başkanı ile Oktay Arslanyörür Cumhurbaşkanına Kooperatif üyelerinin sorunlarını içeren dosyayı verdi,

Cumhurbaşkanı Erdoğan sorunların çözümü için destek sözü verdi Erdoğan Kınık Belediyesi önünde vatandaşlara hitap etti ve herkesin önünde şöyle dedi:

‘Sadık Doğruer kardeşimin hep yanında olacağım...’

 

*- Yüksek oy oranıyla

 

Kınık’ta bir başka heyecana tanık olduğunu belirten Erdoğan, bunun yarınlara farklı bir sinyal oluşturacağını ifade etti.

31 Mart seçimlerinde yüzde 53,2 ile AKPnin adayı Dr. Doğruer’e destek veren Kınık’lılara teşekkür eden AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilçe halkının bir kez daha yüksek bir oy oranıyla,  partisinin kadrolarına,  ‘Durmak yok yola devam’ dediğini ve tercihini, hizmet siyasetinden, gönül belediyeciliğinden yana kullandığını dile getirdi.

 

*-Aşkla hızmet

 

Kınık Belediye Başkanı Sadık Doğruer’in 2014’ten bu yana Kınık’lılara aşkla hizmet ettiğinin altını çizen Başkan Erdoğan, ilçeye hizmet seferberliğinde Sadık Doğruer’in yanında olmayı sürdüreceklerini belirtti.

Erdoğan, Kınık’ta 24 derslikli imam hatip lisesinin, meslek lisesi 12 derslikli ek binası ile anaokulunun yapımının bittiğini, 25 yataklı Kınık Devlet Hastanesinin de tamamlanarak hizmete sunulduğunu aktardı.

 

*- Başkan gibi anlattı...

 

Başkan Erdoğan, TOKİ vasıtasıyla 276 konutun da hak sahiplerine teslim edildiğini söyledi.

Erdoğan, ilçenin doğal gaza kavuşturulduğuna ve vatandaşların bu konudaki sıkıntılarının böylelikle giderildiğine dikkati çekerek, ‘Helga, George bunu kullanıyor, rahat ediyor da benim Ahmet’im, Mehmet’im, Hasan’ım, Hüseyin’im, Ayşe’m, Fatma’m niye kullanmasın.

Merkez mahalleler ve Poyracık mahallemizde toplam 2 bin hane doğal gaz kullanmaya başladı.’dedi.

Seyir terasları, çok amaçlı salonlar, kafe ve restoranların bulunduğu Delez Yaşam Vadisi’nin yapımında sona gelindiğini, haziranda vatandaşların hizmetine sunulacağını bildiren Erdoğan, ayrıca Kınık Maden Şehitleri Parkı, taziye evi, çok amaçlı salon ile 7 halı sahayı hizmete açtıklarını anımsattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapımı için talimatını verdiği ve takibini yaptığı Halk Eğitim Merkezi ve Öğretmen evi projesi inşasının da devam ettiğini, bu yapıların 6 ay sonra tamamlanacağını söyleyerek, proje içesinde 75 yataklı oda, bin kişilik çok amaçlı salon, 320 kişilik toplantı salonu ve amfi salonu ile 6 dersliğin bulunduğunu anlattı.

İçerisinde çocuk müzesi, çocuk oyun alanı ile trafik eğitim alanları gibi sosyal tesislerin yer aldığı ‘Çocuk Şehrim Projesi’nin yapımının sürdüğünü dile getiren Erdoğan, Aliağa-Çandarlı-Bergama-Kınık-İzban hattının ihale aşamasında olduğunu ve 200 milyon liralık Kapıkaya Barajı’nı yatırım programına aldıklarını söyledi.

‘Kapıkaya Barajı ile 32 bin 530 dekar arazinin sulanmasının sağlayacağız ve çiftçilerimize 30 milyon liralık zirai gelir artışı sağlayacağız.

Tarım Kredi Kooperatiflerimizin marketlerinden birini Kınık’ta bu sene içerisinde faaliyete geçiyoruz.

Tarım Kredi Kooperatifimizin bu tür marketlerinde ucuzluk, kalite var ve öyle spekülasyonlara da fırsat yok.

Dünyanın en büyük ve tek Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’ni Kınık ilçemizde bir buçuk milyon metrekarelik alanda kuracağız.

Bu yatırım ile 3 bin vatandaşımız iş ve aş sahibi olacak.’ diye sözlerini sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Kardeşim’ dediği Kınık Belediye Başkanı Dr. Sadik Doğruer’in sıkı takip sonucu söke söke Kınık için aldığı yatırımları anlatmış oldu.

Bu arada dikkat çekmek istiyorum:

Cumhurbaşkanı Erdoğan ancak birkaç özel yerde başkan için ‘Kardeşim’ sözünü kullandığı gibi onun ağzından yapılanları dillendirmiyor.

Yani Kınık ve Kınık Belediye Başkanına özel ilgi gösterdiğini de açıkça göstermiş oluyor.

 

*- Kınık Kilimi ile...

 

Yine hatırlatayım:

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan daha sonra Kınık Belediyesini ziyaret etti.

Kınık Belediye Başkanı Sadık Doğruer’den ilçede devam eden yatırımlar ve Belediye Çalışmaları hakkında bilgi alıp ilçenin sorunlarını dinledi.

Kınık Belediyesi hatıra defterine ziyareti ile ilgili yazı yazan Başkan Erdoğan’a Belediye Başkanımız  tarafından Kınık Kilimi ve parşömen üzerine resminin olduğu portresini hediye etti.

Belediye Başkanı Dr. Sadık Doğruer  o günyaptığı açıklamada ‘Bu gün Kınık tarihi günlerinden birini yaşadı.

İkinci kez dünya liderimiz Cumhurbaşkanı  Recep Tayyip Erdoğan’ı ağırladık.

Cumhurbaşkanımızı hemşehrilerimiz bağrına bastı

2014 yılında vatandaşlarımıza Ankara ile Kınık arasında köprü olacağımı söyleyip oy istemiştim.

 2014 yılından bu güne kadar Kınık’ta yapılan yatırımlarımızda Başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere son Başbakanımız İzmir Milletvekilimiz Binali Yıldırım ve diğer vekillerimizin desteği ile hayata geçirdik.

Ben Kınık’a yapılan yatırımlarda bu güne kadar destek olan herkese ve bu günden sonra yapılacak olan yatırımlara verecekleri desteklerden dolayı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve tüm çalışma arkadaşlarına teşekkür ediyorum’ demişti.

 

*- Yönetim anlayışı

 

Belediye Başkanı Dr. Sadık Doğruer şöyle diyor:

‘Dünyanın değişmesine paralel olarak ülkemizde de artık eskisi gibi durağan ve içe kapanık bir yönetim anlayışının yürümeyeceği apaçık ortaya çıkmıştır.

Bu gerçeği göz ardı etmeden hayata ve insana dair yeni bir anlayış, yeni bir ufuk ve yeni bir hizmet biçimi oluşturmanın zamanı gelmiştir.

Biz evvela böylesi kuşatıcı bir perspektifle insanı ve mekanı değerlendiriyoruz.’

 

*- Hesap verme şuuru

 

‘Yeryüzünde sorumluluk taşımayan insan yoktur. Herkesin insan olması hasebiyle yerine getirmek zorunda olduğu sorumluluklarının yanı sıra bir de hayatın çeşitli alanlarında görev almış olmalarından kaynaklanan sorumlulukları vardır. İşte biz, sizin görevlendirmenizle, farklı bir alanda yani yaşadığımız bu ilçenin yönetimi gibi ağır bir sorumluluk anlayışı gerektiren alanda görevli bulunuyoruz.’ diyerek sözlerini sürdüren Kınık Belediye Başkanı Dr. Sadık Doğruer vatandaşlara da şöyle sesleniyor:

‘Bilmenizi isterim ki bizler, bilinci açık, ufku geniş, iradesi sağlam ve idraki keskin bir şekilde size ve yaratıcıya hesap verme şuuru içinde bir sorumluluk anlayışına sahibiz.

Bu yüzdendir ki kendimizi ve sizi kandırmakla, oyalamakla kaybedeceğimiz zaman yoktur.’

 

*- ‘Hayatımızı kuşatmış!’

 

Sık sık değişimden ve yenilikten bahsetmesinin sebebini de Kınık Belediye Başkan şöyle dillendiriyor:

‘Bu unsurların hayatımızın her anını kuşatmış olmasından kaynaklanıyor. Bu değişim ve yenilenmeden insan, doğa, şehir, kültür, siyaset, ekonomi ve daha bir çok alan doğrudan etkileniyor.

Dolayısıyla değişimin açısının çok geniş olduğunu görüyoruz ve böyle bir açıyla Körfez’i değerlendiriyoruz.

Amacımız Kınık’ı bu değişimleri ve yenilikleri yaşayan, bunlara müdahil olan belirleyici bir noktaya çıkarmaktır.

 

*- ‘Meyvelerini alıyoruz!

 

Büyük işleri kısa zamanlara sığdırabilme amacıyla devam eden yoğun çalışmalarımızın meyvelerini alıyor olmak bizleri sevindirdiği gibi Kınıklıları da mutlu ettiğine inanıyorum.

Sık sık yapmaya çalıştığım esnaf, dernek, çarşı- pazar ziyaretlerimde bunu görüyor ve yaşıyor olmak beni heyecanlandırıyor.

Ayrıca Kınık geleceği adına beni daha da umutlandırıyor.’

 

*- Farkındalık!

 

‘Biz yaptıklarımızın yeterli olmadığının farkındayız. Geçmişin bıraktığı engelleyici mirası kendimize bahane kılmadan çalıştık ve çalışıyoruz. Hem de ilk günün heyecanıyla…’ diyen Başkan Dr. Sadık Doğruer sözlerini şöyle tamamlıyor:

‘İlçemizi kendimizden bir parça görerek yaşamaya ve daha da yaşanır kılmaya dair çaba ve gayretlerimiz hep devam edecek.

Kentimizi birkaç yönüyle değil tüm yönleriyle bir bir kent kılmaya çalışıyoruz.

Kültürü, doğası, sanayisi, konumu, nüfusu, ulaşımı, denizi ve daha bir çok yönüyle....’

 

Hem vatandaşlarla, hem de bizlerle  paylaşmak istediği çok fazla şey olduğunu vurgulayan Belediye Başkanı Dr. Doğruer, ‘Ancak hepsini burada ifade etmem mümkün değil. Zaten bu sitede artık hizmetlerimizi, çalışma ve projelerimizi daha yakından takip etme imkânınız olacak. Bilmenizi istediğim bir şey var ki o da; bizim gelip geçici bu kentin ise kalıcı olduğudur.

Çocuklarımızın daha güzel ve temiz bir Kınık’ta yaşamayı hakkettikleri konusunda sanırım hepimiz hemfikiriz.

Ben tüm güzelliklerin bizimle, kentimizle ve ülkemizle olmasını, diliyorum’ diyor...

 

*- Yeniden canlandırıldı

 

Yıllardır kabuğuna çekilmiş, tarihini adeta unutmuş olan Kınık’ta  Belediye Başkanı Dr. Sadık Doğruer’in katkılarıyla yeni eserler kazandırılmaya devam ediliyor.

Verdiği sözleri tek tek yerine getiren Başkan Sadık Doğruer, Fade Tarım ile ilçemizde tarihi yeniden canlandırmaya hazırlanıyor.

Bilindiği gibi, Kınık Belediyesi ve Fade Tarım Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Demir’in katkılarıyla Fatih Mahallesi’nde yapılan Taş Caminin temeli 21 Şubat 2015’te atılmıştı.

Hayırsever işadamı Faruk Demir, bugüne kadar yaptırdığı 5 camiden sonra 6.’sını inşa ettirdi.

Kınık Belediyesi’nin de katkılarıyla yapılan caminin en önemli özelliği yapının tamamen taş malzemeden inşa edilmesi. Ayrıca külliyesiyle birlikte inşa edilen Taş Cami’nin Kınık halkının ibadetine tahsis edildi.

 

*- Kınık’a Bitkisel Üretim İhtisas Organizesi

 

Tarım Orman Bakanı Bekir Pakdemirli 16 Haziran’da İlçeyi ziyaret etti.

İlk olarak Kınık Belediyesini ziyaret eden Pakdemirli,  Belediye Başkanı Dr. Sadık Doğruer’den devam eden projeler hakkında bilgi aldı.

Belediye Başkanı Sadık Doğruer’in Kınık için bakanlıktan taleplerini içeren dosyayı verdi.

Daha sonra Kınık Belediyesi Delez Yaşam Vadisi Sosyal Tesislerinde Ziraat Odası Başkanlığı,Çiftçi Malları Koruma Başkanlığı,Muhtarlar Derneği Başkanı Mahalle Muhtarlarının katıldığı Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi değerlendirme toplantısı yapıldı.

Tarım Ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli yaptığı konuşmada ’Daha önce söz verdiğim ve 22 Şubat tarihinde Kınık ziyareti sırasında Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın onayladığı Tarıma Dayalı Organize İhtisas Bölgesini Kınık’ta Bitkisel Tarım İhtisas Bölgesi olarak kuracağız burada Tıbbı Aromatik Bitkiler, Tohum ve yem bitkilerin işlenip paketlenip katma değere dönüşeceği tesisler kurup hem üreticilerimize destek olacağız hem kurulacak tesislerde çalışacak işçilerle işsizliğin azalmasına katkı sağlayacağız kurulacak bu tesisler ile Kınık ve çevre ilçelerdeki çiftçilerin ürettiği ürünler Avrupa pazarlarında yer alacak ve Kınık tarım üssü olacak’dedi.

 

*- Hayvan üreticileri için

 

Bakan Pakdemirli yaptığı konuşmada ‘Kınık’ta atıl durumda olan devlete ait araziler Bakanlığımız, Milli Emlak, Genel Müdürlüğü ve Kınık Belediye Başkanlığı tarafından yapılacak olan ortak proje ile bu arazilere yem bitkileri ekilerek hayvan üreticilerine destek sağlanacak’ dedi.

Toplantıda Kınık’ta tarıma dayalı beklentiler ve çözüm önerileri dile getirildi.

Bakırçay ve sulama kanalların ıslahı,Sulama birliği ,göletler ve Orman mesire alanlarıyla ilgili konularda da görüşmeler yapıldı.

 

*-  ‘Bugün Fidan, Yarın Nefes’

 

İlçenin Cumalı Mahallesi ağaçlandırma sahasında 80 bin fidan toprakla buluştu T

örene Bergama Kaymakamı Mahmut Kaşıkçı,Dikili Kaymakamı Alper Faruk Güngör,Kınık Kaymakamı Erol Türkmen, Belediye Başkanımız Dr. Sadık Doğruer, Bergama Belediye Başkanı Hakan Koştu,,Bergama Cumhuriyet Başsavcısı Bilgehan Yücel Kınık Cumhuriyet Başsavcısı Murat Erbaş,Bergama Emniyet Müdürü Metin Kartal, Kınık Emniyet Müdürü Fatih Haykırer, Daire Müdürleri, Siyasi Parti temsilcileri Milli Eğitim Müdürleri,Kınıklı sanatçı Fırat Tanır,Hüsnü Şenlendirici, Öğrenciler, Askeri personel ve vatandaşlar katılım sağladı.

 

*-  Deve Güreşi Festivali

 

Belediye  ile Poyracık Deveciler Derneğince her yıl yapılan Deve Güreşleri festivalinin otuzuncusu bu yıl 15-16 Şubat Cumartesi ve Pazar günleri yapıldı.

Cumartesi günü Poyracık Orta Camisinde şehitlerimiz için mevlit okutulup Mehter takımı eşliğinde kortej yürüyüşü yapılıp Poyracık Atatürk meydanında keşkek ikramı yapıldı.

Pazar günü ise  Ege,Marmara ve Akdeniz  bölgesinden 120 çift pehlivan devenin katılacağı Deve Güreşleri gerçekleşti.

 Belediye Başkanımız Dr. Sadık Doğruer Güreş festivali öncesi 12 Şubat Çarşamba günü Saat 20.00’de Kınık Belediyesi Sosyal Tesislerinde Poyracık  Deveciler Derneği Başkanı Sezgin Özdemir ve üyeleri ile bir araya geldi

Doğruer yaptığı açıklamada ‘Devecilik kültürünü yaşatmak ve yeni nesillere taşımak için her yıl Poyracık mahallemizde düzenlediğimiz Deve Güreşinin nasipse bu yıl 30.yapacağız Rabbim daha nice güreşleri hep beraber yapmayı bizlere nasip eylesin Poyracık Deveciler Derneği ile yaptığımız ve ücretsiz olan geleneksel deve güreşi festivaline tüm halkımız davetlidir’ dedi.

Belirtilen tarihteki güreşlere yüzlerce konuk katıldı.

 

*- Kınık hikâyeleri

 

Birçok kentin olduğu gibi Kınık’ın da kendine göre hikayeleri var.

Şimdi bunları Başkan Dr. Sadık Doğruer’in ağzından dinleyelim:

‘Beşiktaş Tepesinde bulunan iki mağaradan bir tanesi doğal diğeri de insan yapımıdır.

Tepenin üzerinde bulunan mağara insan yapımı olup şu an göçük durumdadır.

Girişi kapalı olan bu mağaranın suçluları hapsetmek için veya erzakların saklandığı yer olarak kullanılması olası bir durumdur.

Bunun yanında bu mağaranın Bergama kalesine kadar ulaştığı sadece bir hikâyeden ibarettir ve gerçeklikle bir ilişkisi yoktur.

Bu mağaralara ilişkin birçok hikâye anlatılır.

Bunlardan bir tanesi ilgi çekicidir.

 

*- Akşamları gizlice

 

Hikâyeye göre Bergama kralı bazı akşamlar gizlice, Midilli atlarının çektiği saf altından yapılmış arabasıyla bu tünelden geçerek Beşiktaş tepesine geliyor ve bu tepede yaşayan sevgilisi ile buluşuyordu.

Bir zaman sonra bir deprem sonucunda tünelin Beşiktaş tarafındaki giriş kısmı çöker, kral defalarca umutsuz şekilde genç sevgilisinin yanına tünelden geçerek ulaşmaya çalışır fakat başaramaz.

Kral son bir kez daha tünelden altından yapılmış arabasıyla geçmeye çalışırken tünelin iç kısmından bir yer daha göçer, kral arabasını bırakıp kendisini zorda olsa dışarı atmayı başarır, fakat ne yazık ki arabası tünelde kalır.

Kral sevgilisini geceler boyunca bekleyen genç ve güzel kız sevgilisinin gelmemesine çok üzülür, kendisini kayalıklardan aşağıya atar ve ölür.

Bu olayı öğrenen acılı kral tünelin Beşiktaş tepesi tarafındaki girişinin iç tarafına genç kız için güzel bir mezar yaptırır.

Bir daha sonsuza kadar açılmayacak biçimde tünelin girişini kapattırır günden bu güne kadar kimse tünele girmeyi başaramaz.’

 

*- Kınık adı nereden geliyor?

 

Ege Bölgesinin Kuzeybatısında, Madra Dağları ile Yunt Dağlarının arasında Yunt Dağları silsilesinden Kara ve Sultan Dağlarının kuzey eteklerinde, Bakırçay Ovasının güney kıyısında kurulmuştur.

 Doğusu ve Güneyi Manisa ili Soma İlçesi, Batısı ile Kuzeyi Bergama ilçeleriyle çevrilmiştir.

Denizden yüksekliği ovada 40 metre, yerleşim yerinde 90 metre, en yüksek tepelerinde 1000 metre civarındadır.

Yüzölçümü 436 kilometrekare olup toprak büyüklüğü açısından İzmir ilçeleri arasında 12. sırada yer alır.

Kınık adı kelime anlamı bakımından, tarihçilere göre ‘nerede olsa azizdir’ anlamına geliyor.

İlçe bugünkü adını oğuz Türklerinin Bozoklar kolunun Kınık boyundan alıyor.

İzmir il merkezine uzaklığı 120 kilometre, Bergama ilçesine 19 kilometre, Manisa ili Soma ilçesine uzaklığı 25 kilometredir. Kınık İlçesi Soma ile komşu olduğundan yoğun bir kamyon trafiği ve yük taşınmasına maruz kalmaktadır. İlçenin karayolu ağı 27 km. olup bunun 21 km.si devlet,6km.si il yolu ve tümü asfalttır.

 

*- Beşiktaş Tepesi

 

Beşiktaş tepesi Kınık’ı en yüksek noktadan gören ve tarihi izleriyle bizlere geçmişten önemli ipuçları bırakma özelliğiyle önemli bir yere sahip.

Beşiktaş Tepesi ismini tepenin bebek beşiğine benzetilmesi nedeniyle almış.

Beşiktaş Tepesi üzerinde bulunan iki mağara nedeni ile bir çok hikâye ve söylenceye konu oldu.

Beşiktaş tepesinin kuzey cephesi Kınık’a ve ovaya güney cephesi ise Yunt dağlarına ve geniş otlak alanlarına bakmaktadır.

 Günümüzde özellikle küçükbaş hayvanlardan olan keçi sürüleri Beşiktaş tepesinin güneye bakan cephesinde geniş otlak alanlarından faydalanmaktadır.

Beşiktaş tepesinin Kınık’a bakan tarafı oldukça sarp ve dik kayalıklara sahiptir, bu durum tepeye doğal bir koruma sağlamaktadır.

Tepenin güney tarafında ise Doğu-Batı uzantılı ve tepeyi tamamen koruyacak şekilde sur duvarlarıyla çevrilmiştir.

Tepenin bu kadar korunaklı hale getirilmesi bu yerin önemini ortaya koymaktadır.

Beşiktaş tepesinden Bergama ve tüm Bakırçay ovası rahatça gözlemlenebilmektedir.

Tepenin çok eski yerleşim yerlerinden birisi olduğu kesindir.

Bölgeden ele geçen sikke, seramik parçaları ve diğer objelerden anlaşıldığı kadarıyla Gambrion, Bergama Krallığı, Roma ve Bizans dönemlerinde kullanıldığı anlaşılmaktadır.

 

*- Yağmalardan nasibini aldı

 

Beşiktaş Tepesi de yağmalanmadan nasibini almıştır, Altın bulma umuduyla insanlar tepede bulunan bina temellerini altüst etmişlerdir.

Bu talan hala devam etmektedir.

Tepedeki surların ne zaman yıkıldığı tam olarak bilinmiyor, büyük bir olasılıkla büyük bir depremde zarar görmüş ve tekrar onarılamamıştı. Tepenin korunaklı hale getirilmesi büyük ihtimalle Pers saldırılarından kaçan ve kendilerini korumaya çalışan Yunan kolonilerinde yaşayan insanların emeğinin eseridir.

M.Ö. 7.Yüzyılda Yunan kolonileri buralarda küçük yerleşim bölgeleri oluşturmuşlardı.

M.Ö. 5.Yüzyılda İran kökenli Pers kralı 1.Dara zamanında bu bölgeye önemli akınlar düzenlendi, sömürgeci ve köleci bir yapıya sahip olan Pers baskısından kendilerini korumaya çalışan insanlar Beşiktaş tepesi gibi dağlık alanlarda savunma noktaları oluşturdular.

Ne var ki bu savunma noktaları kısa bir süre sonra Persliler tarafından kırıldı ve bölge tamamen Pers hâkimiyetine girdi.

Zaman zaman ayaklanan ve bağımsızlıkları için mücadele veren bölge halkı İskender’in bölgeyi Perslilerden temizlemesine kadar geçen 200 yıllık bir süre içerisinde büyük baskılar altında ezilmişlerdi.

 

*- Biri doğal....

 

Beşiktaş Tepesinde bulunan iki mağaradan bir tanesi doğal diğeri de insan yapımıdır.

Tepenin üzerinde bulunan mağara insan yapımı olup şu an göçük durumdadır. Girişi kapalı olan bu mağaranın suçluları hapsetmek için veya erzakların saklandığı yer olarak kullanılması olası bir durumdur. Bunun yanında bu mağaranın Bergama kalesine kadar ulaştığı sadece bir hikâyeden ibarettir ve gerçeklikle bir ilişkisi yoktur.

 

*- Hasar Kale (Kocaömer)

 

Kocaömer köyünün alt kesiminden değirmenlerin yanından geçen yol karadere boyunca ilerler, bu yol takip edildiği zaman Asar denilen bölgeye gelinir. Burada elle yapılmış izlenimi veren tümülüs görüntüsünde bir tepe vardır, bu tepenin adına Asar kale denmektedir. Aslı hisar olup Osmanlı döneminde bu adı almıştır, bilindiği üzere hisarlar gözetleme, savunma noktaları olarak karşımıza çıkar.

Asar tepesinin yüksekliği 475 metredir, tepenin etrafı sur kalıntılarıyla çevrili durumdadır.

Tepenin tam ortasında büyük bir sarnıç bulunur, çapları 2 metreyi bulan dört adet çanak biçiminde kesme taştan ve ortada daha büyük bir alanda suların toplandığı beş çanaktan oluşur, çanaklar birbirine küçük kanallarla bağlıdır.

Bu sarnıç yüksekte olan kalenin su ihtiyacını karşılamak için yapılmıştır. Asar tepesinin tarihi geçmişiyle ilgili olarak elimizde yazılı bir kaynak olmamasına karşın tepenin güney yamaçları gezildiğinde büyük çaplı bina temellerine rastlanır.

Burada bulunan roma ve Bergama sikkeleri, buranın yetiştirilen zeytinlerin, çıkarılan yağların, şarapların, tahılların vb. toplandığı yer olduğu, çıkan büyük ebatlardaki küplerden anlaşılmaktadır.

Küpler pişmiş topraktan olup yaklaşık olarak 1,8 metre yüksekliktedir. Toplanan ürünler kara yoluyla Gambrion’a veya Bergama’ya oradan da deniz kıyısına aktarılıp, deniz ticareti yoluyla başka ülkelere aktarıldığı ortaya çıkmaktadır.

 Karadere Asar tepenin hemen yanından geçmekte ve iki kol bu noktada birleşmektedir. Karadere’nin asıl adının Luwi dilindeki Kharadra’dan geldiği sanılmaktadır, Luwi dilinde Kharadra dağdan gelen derin su yatağı anlamı taşımaktadır.

Karadere Junt (Yunt) dağlarının en yüksek yeri olan Asperdenum (Mamurt Tepe) denilen yerden Asar Tepe’ye kadar çok hızlı biçimde akar ve Asar Tepe’nin bulunduğu yerde suyun akışı sakinleşir. Daha sonra Kınık ovası içinde kıvrılarak Bakırçay’a ulaşır.

 

*- İlk araştırmalar

 

Asar kalenin arkeologlar tarafından ilk araştırılması 14 Ağustos 1877 tarihinde yapılmıştır.”Alter Tümer Von Pergamon “adlı eserde bu gezinin içeriği ve tespit edilenler anlatılmaktadır.

Asar tepesi üç bölümden meydana gelmektedir; En üstte 1. bölümde düz alanda sarnıç,2. bölümde üstte iç duvar altta dış sur duvarları ve gözetleme yerleri,3. bölümde eteklerde ise bina temelleri güneye doğru eğimli arazide bulunmaktadır.

Asar tepesine doğu, batı ve kuzey yönünden çıkmak neredeyse imkânsız gibi görünmekte bu kısımlar Bergama, Kınık ve Soma’ya doğru tüm ovayı gözetlemeye uygun şekildedir.

Buradaki kaleye giriş ve çıkışlar sadece güney yönünden yapılmakta ve bu yönde kaleye çıkan ancak şu an yerinde olmayan düzgün köşeli kesme taştan yapılmış bir yoldan bahsedilmektedir.

Yol bu günkü kullanılan yolun aksine tepenin kuzeyinden değil tepenin güneyinden batısına doğru dolaşarak karaderenin kenarından geçen yolla birleşmektedir.