'Bu kentin çocuğuyum; İz bırakmak istiyorum!'

Yaşar Eyice

Belki de ilk kez böyle bir açıklama ile karşılaşıyorum;
Efes Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel sohbetimizde, bir yıl dolmadan hedeflerinin önünde gittiklerini açıkladı. 
Dünya Kenti Efes Selçuk’un kadın belediye başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, ‘Sokakta Halk için Belediyecilik’ şiarıyla bir yılı doldurmadan koydukları hedeflerin önünde olmaktan mutlu olduğunu söylüyor. 
Bu arada Başkan Sengel’in ağzından çok önemli bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum.
Söylediği şu:
‘Yarın beni koltuktan kaldıracaklarmış gibi çalışıyorum.  Bu kentin çocuğuyum. Ayrıldıktan sonra bunu da ben yaptım demek istiyorum.’
Acaba bu sözü cümleleri, herhangi bir yönetimin başında olan kaç kişi yürekten söyleyebilir?
Uzaktan değil, hemen oradan Selçuk’tan bir anımsatma yapayım...
Aynı partiden olmalarına rağmen, aynı yolda görünmelerine rağmen, önceki başkanlardan biri ne yaptı?
Hakareti bir yana bırakalım, saldırdı yerine geçene...
Bir Selçuklu değil aklı başında hiç kimse, Filiz Başkan’ın rakipleri bile kabullenemez...
‘Oh oldu!’ diyemez.....
Victor Hugo ne demiş?
‘Kendi ışığına güvenen, başkasının parlamasından rahatsızlık duymaz!’

*- Sonuçlarını alıyor!

Sorularımızı yanıtlayan Efes Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, 11 Nisan 2019’da aldığı mazbatanın yıldönümünü, daha doğrusu o günden bu güneyi değerlendirdi.
Kendisini tanıtırken de şöyle dedi:
‘Ben her işin  bir an önce olmasını istiyorum. 
Sanıyorum biraz hiperaktifim. 
Hiçbir mazeret üretmeden yola çıktık. 
Yaptıklarımızı sonuçlarını halkımızdan alıyoruz.’

*- İyi gözlemci olduğundan...

Genç Başkan Filiz Ceritoğlu Sengel’in şöyle diyor:
‘CHP olarak şu ana kadar yerel seçimlere giren partilere bakarak en yüksek oyu alarak koltuğa oturdum.  
Geldiğimde yapıyı bilmiyor değildik, mali yapıyı da biliyorduk, içeride çalışanları da. 
Çünkü ben geçen dönem de önceki dönem de meclis üyesiydim.  
Geçen dönem hem büyükşehir hem ilçe belediye meclis üyesi ve grup başkanvekili ve sözcüsüydüm. 
O yüzden gelirken şok yaşamadık.  
Aldığımız kötü mali tablo nedeniyle hiçbir ajitasyonda bulunmadık, mızmızlanmadık ve işlere giriştik. 
Çünkü ne yapacağımızı da biliyorduk. 

*- İlk işimiz

Ve ilk olarak Selçuk’un çok kötü durumda olan yollarını ele aldık.  
İzmir Büyükşehir Belediyesi,  İzbeton ve kendi ekiplerimiz ile işe koyulduk. 
Yolların tadilatına girdik ve aynı zamanda burada devam eden İzmirgaz ve Gediz elektrik şirketlerine de yazımızı yazdık. 
Dedik ki, ‘Nereye gireceksen belirt. Her yeri tamamla. Giremeyeceğin yeri bize bildir’ diye. 
‘Bu hezimetten insanları kurtaralım!’ dedik. 
Çünkü o dönem yollarımızda yürünemez hale gelmişti. 
Çocuklar, için tehlike oluyordu kadınlar için eziyet oluyordu. ‘

*- Selçuk ile Uşak farkı


Yakın zamanda olduğu için herkes biliyor.
Filiz Ceritoğlu Sengel Selçuk Belediye Başkanı oldu.
Ve o çok önemli bir noktaya parmak bastı.
‘Bizim adımız bundan böyle Efes Selçuk!’ dedi.
Çünkü ‘Selçuk’ dediğinizde sen, ben, bizim oğlan ya da bizim kız biliyor.
Ama bu isme ‘Efes’ adını taktığınızda, tüm dünya hemen anımsıyor.
Belki daha sonraları bu isim değişikliğini de anlatırım.
Bu arada yine bir anımsatma yapayım:
Uşak’ın asıl adı ‘Uşşak!’
Bir ara konuyu gündeme hatta TBMM’ye getiren Uşak milletvekilleri de oldu.
‘Biz uşak değil Uşşak’ız!’ dediler, tüm resmi kayıt ve tabelalarının değiştirilmesini istediler. Ama Filiz Başkan gibi başarılı olamadılar.

*- Duru’nun hayali gerçek oldu

Filiz Ceritoğlu Sengel, Efes Selçuk’ta 10 yıl boyunca ‘Sürekli Gelişim Derneği ‘(SEGEM)’in başkanlığını yapmıştı.
Bir kadın olarak 10 yıl SEGEM ile yaptığı önemli işler vardı. 
Ama bir gerçek ki, belediyenin gücü ile bunlar daha kolay oluyor. 
Bir de kadına dokunmak, çocuklar için geleceğe dair bir şeyler yapmak ve en önemlisi de burada yetişen çocukların bu kent ile ilgili hayal kurmalarını sağlıyordu, ekibiyle...
Bu konuda düşündüklerini sorduk ve şu yanıtı aldık:
‘... Ve kurdukları hayallerin gerçekleştiğini görmek en büyük isteğimizdi.
İşte bu noktada ilklerden birisi de Duru diye bir kızımızın hayalini gerçekleştirmek oldu. 
Selçuk’ta hiç yapılmayan bir şey vardı. 
O da engelli çocuklarımız için arkadaşları ve akranlarıyla oynayabilecekleri bir parkları yoktu. 
Omurilik felçlisi Duru diye bir engelli kızımız 23 Nisan’da Başkanlık koltuğuna oturdu ve kendi el yazısıyla ‘Ben engelli ve engelli olmayan arkadaşlarımla oynayabileceğim bir park istiyorum. Size 23 Nisan 2020’ye kadar süre verdim’ dedi ve önümde duran bu kağıdı imzaladı. Ama biz 23 Nisan 2020’yi beklemedik ve çok önceden parkı bitirdik. Duru’nun bu hayali gerçekleşti.
İsmi ‘Engelsiz Gezi Parkı’ olan bu parkın açılışını da Duru ile yaptık. Hemen yanında yine engellilerimiz ‘Engelsiz Yaşam Merkezi’ açtık. ‘
Hizmet böyle olur...
Bu konu ile ilgili kitaplar yazılır, doktora tezleri hazırlanır..

*- ‘Tarım işçisi annelere soluk olduk’

CHP’nin programını okuyanlar bilir.
Kadınlar ve çocuklar için çok önemli noktalar var.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ‘Bunlar mutlaka yapılacak’ talimatını da verdi.
Kaç belediye başardı, tam bilemiyorum...
Ama Selçuk Efes bu konuda 10 üzerinden 10 almış durumda...
İşte ‘kadın başkan’ın gözünden ve ağzından yaptıkları:
‘Kadınların istihdama dahil olması ve sosyalleşmeyi sağlamaları konusunda somut adımlar attık. 
Özellikle çok büyük zorluk yaşayan ve sabahın 06.00’sında mandalina, şeftali işlemeye giden kadınlarımız var.  
Tarlaya veya dönemine göre bize ait Depo Efes adındaki Soğuk Hava deposuna gidiyorlar.
Sadece tarım işçisi kadınlarımıza özgü Depo Efes bünyesinde çocuk bakımevi çocuk oyun evi açtık. 
O sıralarda Büyükşehir Belediyesi ‘Masal evi’ projesini gündeme getirdi. İşte İzmir’deki ilk ‘masal evi’ni biz açmış olduk. 
Şimdi çocuklara annelerinin işleri bitene kadar bakıyoruz. 
Bunula yetinmedik. 
Evde oturan ama ihtiyacı olan annelerimiz için de ‘Engelli Gezi Parkı’ içerisinde bir bölümü ‘Gezi Kafe’ olarak düzenledik. 
Öğretmenlerimiz nezaretinde şimdi orada gün içinde işlerini yapmak isteyen kadınlarımız çocuklarını bırakıyor. 
Çocuklar da burada doğru ve çağdaş bir eğitimle anneleri gelene kadar eğitiliyorlar.’

*-  ‘Turizm ve tarım kenti kimliğimiz’

Selçuk Efes’in ‘Kadın Başkanı’ göreve geldiğinde,  ‘5 hedef 50 proje’ başlığıyla çalışmalara başladı.
Bunun önemli bir parçası da Efes Selçuk’un turizm ve tarım ağırlıkla kimliğini korumak ve geliştirmekti. 
Türkiye’de yine bir ilk olan tarım projeleri,  ‘Efes Tarlası’nı başlattılar.
Bu tarlada tohum üretmeye başladılar.
Bunun içinde domatesten patlıcana biberine kadar birçok tohum var ve hepsi yerli tohum.  
Sonra da ‘Efes Tarlası’ markasını aldılar.
Bununla birlikte toprak okulu üretici pazarı ve tarım müzesinin ihalesini yaptı ve inşaat devam ediyor. 
Selçuk’tan İzmir’e giderken yol üzerinde bir bina.  
Amacı ise bu merkezde çocuk yaştan itibaren tarım konusunda doğru bir eğitimi sağlamak.
Bu konuda Filiz Başkan’ın düşündüğü ve söyledikleri yani hedefi şöyle:
‘Bilindiği gibi bizler büyük oranda tüketim toplumu olduk. 
Üretime yönelmek üretimi desteklemek ve doğru üretim tekniklerini öğretmek lazım. 
Biraz da kentleşme olgusu ile topraktan uzaklaşan çocuklarımızı yeniden toprakla buluşturmak, toprağın kıymetini anlatmak, bir ağacın nasıl filizlendiğini göstermek, yediği bir şeyin nasıl oluştuğunu görmesi lazım.  Bu alanda kurulacak ‘Toprak Okulu’nda hem çocuklara hem gençlere hem de yetişkinlere yönelik eğitim olacak. 
Çiftçilere sertifika vereceğiz doğru ve iyi tarım yapmaya dair. 
Aynı zamanda uygulama atölyeleri ve üretici pazarı olacak bunları da çok önemsiyoruz.’

*- ‘Efes Selçuk’ diyoruz

Yazımın öncesinde, ‘Selçuk Efes’ten söz ettim...
Bir gün konuyu yazacağımı da belirttim...
Ama daha fazla sabredemeyerek bu kez ismin sahibine yani yeni ‘Selçuk Efes’in başkanına şu soruyu yönelttim:
‘Selçuk’un isminin önüne Efes’i de eklediniz. Bunun nedenini anlatır mısınız?’
Söz Başkanda;
‘Göreve geldiğimizde ‘Marka Kent Efes’ demiştik. 
Artık ‘Efes Selçuk’ diyoruz ilçemize.. 
Buna ben karar vermedim. 
Bugüne kadar belediye başkanlarımızın aklına gelmeyen bir şey var. Efes Selçuk’a ait. 
Ve Efes Türkiye’ye değil dünyaya mal olmuş bir kent. 
Antik çağın başkenti olan Efes Selçuk’un mücavir sınırı içinde. 
1989 yılında logomuz yapıldığında orada da Efes Selçuk Belediyesi yazıyor. 
Öyle bir toprakta yayıyoruz ki; tarımda çok bereketli topraklarımız var. Ama bir de Kültür yuvası ve Antik çağın başkenti Efes’tir. 
Ve bu ilham veren kentin ismini kullanmaya başladık. 
Halkımızdan da büyük destek aldık..’

*- ‘Değerlerimizi çocuklarımıza aktaracağız’

Sevgili Okuyucularım;
Selçuk Efes’in çalışkan ve kendini kentine ve insanlarına adamış Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel şöyle diyor:

‘Bu ismin önemini şöyle açıklamam gerekiyor.
İlk filozof Efesli Heraklitos’tur. 
Calinos gibi ilk şairlerden birisi bu topraklardan. 
Burada yetişen gençlerimize insanlarımıza baktık; inanılmaz biçimde bu kaynaklardan ilham alıyorlar.
‘Efesli Leylek’ adında bir kültür dergisinin ilk sayısını yayımladık. 
Fark ettik ki çok yazıda yazarımız, dansçımız, şarkıcımız, bestecimiz var.  Bu topraklardaki cevherlerin yetişmesine katkıda bulunacağız. 
Bu nedenle de daha sonra  ‘İLHAM VEREN KENT’  markasını aldık.   
Bu süreçte çocuklarımız ile birlikte festivalimizi gerçekleştirdik. 
Belediye bünyesinde Efes Selçuk Belediyesi’ne ait Kent Orkestrası festivalde ve daha sonra halkın karşısına çıktı ve çok başarılı oldu. 
Bu organizasyonlarda bu kentin çocukları sahne aldı. 
Ve EFEST adı altında festival yaptık. 
Geçmişi hisseden geleceği keşfeden bir festivaldi bu. 
Eski Efes festivallerini hatırlayınız. 
Uluslararası festivaller. Bu festival sadece Antik Kentte oluyordu. Biz bu festivalimizi tüm Selçuk’un mücavir alanına yaydık.’  


*- Bir tur atalım

Efest  bundan sonra daha da büyüyecek sanırım!
Efes Selçuk’un tarihi değerlerini vurgulayacak bir çalışmanın içinde başkan çünkü;
Bilenlere anımsatalım, bilmeyenlere tarif edelim:
 ilçedeki İZBAN istasyonundan bir çıkarsınız sağınızda size su kemerleri eşlik eder. 
Aslında o su kemerleri çok ileriden geliyor. 
Tire’den Şirince’den gelen su kemerleri yol boyunca sizi takip eder. Karpuz Kafe ve Otel olan Ege Bölgesi’nin ikinci tarihi oteli sizin karşınıza çıkar. 
Biraz ilerlersiniz şu anda kent belledi olarak kullandığımız tütün deposu karşınıza çıkar. 
Devam edersiniz kemerler sizi St. Jean Kilisesine götürür. 
Biraz kafanızı kaldırırsınız Ayasuluk Kalesini görürsünüz. 
Aşağı bakarsınız İsabey Cami, biraz ilerlersiniz hamamları görürsünüz.. İleriye gidersiniz çok kıymetli olan Artemis tapınağını görürsünüz.  
Yan sokağına girersiniz Efes Müzesi karşılar. 
Devam edersiniz Efes’e kadar gidersiniz.
Ama oraya gitmeden muhakkak Yedi Uyuyanlar’a uğramak lazım. Tepeye çıkarsınız Bülbül Dağı’na gidersiniz. 
Meryem Ana size ‘merhaba’ der. 
Bu kadar büyük zengin tarihi var  Efes Selçuk’un...
Ve hala tespit edilemeyen yapılarıyla her adımı buram buram tarih olan kenttir burası. 
Bu nedenle de kenti karış karış gezmeniz gerekiyor. 
Şirincesinden, köylerine doğal güzelliklerine...
Selçuklular, tüm bunları ortaya çıkarma amacıyla EFEST’i yarattılar...
Festivalllerine bir de doğa sporlarını,  bisiklet turlarını da kattılar...

*- Dünya Şairi Nazım tarihi mekânda anıldı

Şimdi bunların devamını Filiz Başkanın ağzından devam edelim:
‘St Jean Kilisesi’nde  anda geçmişe dair bir teatral pazar kurduk ve ‘eskiden Efes Pazarı nasıldı?’ diye canlandırdık. 
Sonra şu ana kadar hiç yapılmayan bir şeyi yaptık. 
St Jean Kilisesi’nde 3 Haziran’da Nazım Hikmet’i andık. 
Nazım Hikmet Oratoryosu’nu yaptık ve yeni bir mekan kazandırdık ilçemize.. 
İnsanlar oraya para verip içeriye girebiliyordu.  
Ama şimdi yeni bir etkinlik alanı oluşturduk ve tarihle bütünleşen bu alan halkın oldu.’ 

*- Toplum yararına çalışan kurumlarla işbirliği

EFES’e sanatçı Cem Adrian’ı getirdik.. 
Ve burada konsere kişi sınırı getirmemiz gerekiyordu. 
Bunu Türk Eğitim Vakfı’na yapılan bağışlarla sübvanse ettik. 
Artık belediyemize hiçbir şeyi sağdan soldan hediye alarak yapmıyoruz. TEV, Çağdaş yaşamı Destekleme Derneği, LÖSEV gibi kurumlarla yaptık ve yapacağız. 
Temel amacımız ise yaptığımız her şeyde doğru yere dokunma politikası.. 
Ve yaptığımızın sonucunda vicdanen rahat olma duygusu. 
İkinci önemli kriterimiz ise Halkı bu etkinliklerimizin içine sokma. Yani sen halkı St Jean içine Efes’in içine sokamıyorsan ki; Mercan Dede ve Hayko Cepkin ile biz ilk defa Efes’te mermer yolda yaptık ve halkı içeriye aldık. Aidiyet duygusunu geliştiremezsin. Biz bunları yaparak halkımıza topraklarına eserlerine, değerlerine sahip çıkma duygusunu aktarmaya çabalıyoruz.  O nedenle festival ve etkinliklerimizi sadece Efes Alanı’nda değil, merkezde ve tüm köylerimizde yaptık. Tüm alana yaydık.’

*- ‘Efeslim Kart’ heyecanını yaşıyoruz
Son zamanlarda Başkan ve ekibini heyecanlandıran bir proje var. 
O da ‘Efeslim Kart’ projesi. 
Bu heyecanı da Filiz Başkan şöyle anlatıyor:
‘Göreve geldiğimizde sosyal yardımları inceledik. 
Yararlanan vatandaşlarımızın kapısını çaldık.  (Burası neresi, kaç kişi yaşıyor evde evin durumu nasıl maddi durumları nasıl) gibi bir araştırma yaptık.
Analiz raporuna bakınca yıllardan beri aşevimiz 180 -200 haneye yemek dağıtıyor. 
Ama bu yemeği aşevi aracı mahallenin bir köşesine gidiyor.
İnsanlar ellerinde kaplarla araca geliyor mahallenin ortasında hijyenik olmayan sağlıksız koşullarda dağıtılıyor.
İnsanların bazıları sadece et yemeği çıkınca alıyor, yemek yapabilecek durumdaki 30 yaşında genç kız yemek alıyor. 
Ve alınan yemekler zaman zaman sağa sola dökülüyor.  
Gerçekten bunlar içinde yemek ihtiyacı olanları tespit ettik. 
Yaşlı yatalak hasta gibi. 
Onlara halen yemek yardımı yapıyoruz.
 Ama diğer ihtiyaç sahibi olanlara “Efeslim Kart” verdik. 
Diyoruz ki bunun içinde bunun içine her ay düzenli para yükleyeceğiz. Biz size bulgur pilavı veriyoruz ama belki sen bulgur pilavını sevmiyor o yüzden döküyorsun. 
Sen pirinç pilavı istiyorsun.
Her ay 200 TL yüklediğimiz Efeslim kart ile anlaşmalı olduğumuz yerlerden istediğini al. 
Tüp alabilirsin su alabilirsin.  
Kasaba mandıraya manava gidebilirsin bakkala gidebilirsin. 
Gidip her türlü ihtiyacını alabilirsin. 
Bu arada Aşevinden yemek verdiğimiz evlere de steril, sıcaklığı koruyan kaplarda dağıtım yapıyoruz. 
Bu uygulamamızdan da olumlu dönüşler alıyoruz.’  

*- Çevre için de ‘Efeslim Kart’

Daha sonra ihtiyacı olmayanlara da ‘Efeslim Kart’ verdik. 
Bu kişilere de evsel atıklarınızı ayrıştırın getirin, buna karşılık para verelim. 
Şimdi evsel atıklarını ayrıştıranlara araçlarımız gidiyor tartıyor ve karşılığında kartlarına para puan yüklüyor. 
Bundan da ciddi sonuçlar alıyoruz.  
Çevre bilinci oluşmasına katkı sağlıyoruz. 
Bu arada bu karta sahip olup ihtiyacı olmayanlar ise yüklenen para puanlarını Eğitime destek veren kurumlara bağışlıyor. 
Böylece kendi çocuklarına kaynak yaratıyorlar.  
Bu kart ile birincisi vatandaşa yardım ediyoruz. 
İkincisi esnafa can suyu oluyoruz, yereldeki küçük esnafa sahip çıkıyoruz. 
Bir de çevre bilinci oluşturup, eğitime katkı sağlıyoruz.
Daha önemlisi ise aidiyet duygusunu geliştiriyor.  
İleride ören yerlerine indirim, otoparklarda indirim gibi uygulamaları da ‘Efeslim kart’ ile yapmak istiyoruz. 
Hedefimiz insanları rencide etmeden yardım. 
Sosyal yardıma başka bir soluk katmaya çalıştık… 

*- Köy Akademileri devrede

Köy enstitülerinden esinlenerek kurduk. 
Kadınlar için kurslar da açacağız.
 İzmir Büyükşehir Belediyesi ile bu çalışmayı yapıyoruz. 
Hem meslek edindireceğiz hem de çocuklara sanat edebiyat, Türkçe okuma, İngilizce, müzik gibi alanlarla kapı açmaya çalışıyoruz. 
Gönüllü ordumuz var bize yardım eden. 

*- Mandalarımız geldi 

Büyükşehir Belediyemiz ile bir önemli çalışmayı da yaptık. 
Tunç Başkanımızın projesi.
Bize geldiğinde leylekleri görünce, leylek popülasyonunun artması için bu bölgede geçmişte manda yetiştirilmesi gerektiğini söyledi. 
Biz de araştırdık ve 50 yıl önce bölgede Manda yetiştiriciliği yapıldığı bilgisine ulaştık. 
Şimdi bu bölgemiz pilot bölge seçildi ve 27 kadın çiftçilerimize 27 dişi bir erkek manda verdik. 
Bunların biri de geldiği gibi doğum yaptı ve adını ‘Efes’ koyduk. 

*- Altyapı yatırımları hızla yapılıyor

Sosyal yatırımlarımız dışında altyapı yatırımlarımız aralıksız sürüyor. Başlangıçta belirttiğim yol çalışmaları devam ediyor.
 İZSU’nun eski boruları yenileme, sayaçları dışarıya alma çalışmalara devam ediyor. 
Doğalgaz merkez mahallelerinde yayılıyor. 
6 ayda rekor sayılabilecek 55 bin metrekare asfalt tamamlandı. 
30 yıldan beri girilmeyen bazı alanlara girdik. 
Hedeflerin önünde gidiyoruz. 
Programımızın çok önündeyiz.
Biz levhaları bile değiştirdik. 
Plansız tabelalar sökülüp tek tek yaptık. 
Kentte kurul onaysız iş yapılamıyor çünkü. 
Pamucak Sahilimizi temizledik ve çok daha iyi bir şekilde halkın kullanımına açılacak.  
Projenin izinleri alındı.  
Yeni parklar ve var olan parkların yenilenmesi yapılıyor. 
Atıl bir alanımız vardı 14 Mayıs Mahallesi’nde orayı da park olarak düzenledik Adını Gökkuşağı Parkı oldu.  
Efes Selçu’ta ilk beş açılışımızı Tunç Başkanla birlikte yaptık.  
Ve son olarak 35 yıldır girilmeyen Efes Antik Kenti alt kapısında yolu taş döşedik. Dükkanlara su girişini önledik. Esnafımız çok mutlu ve verdiğimiz proje doğrultusunda kendileri de pergolalarını yeniledi. 

*- Yarın koltuktan kalkacak gibi

Sanıyorum biraz hızlı gidiyoruz çalışmalarda. Ama ben bunu siyasi bir strateji olarak hiçbir saman planlamadım ve düşünmem. 
Yarın beni koltuktan kaldıracaklarmış gibi çalışmak zorundayım. 
Çünkü ben bu kentin çocuğuyum. Ve ben buradan gittikten sonra “İşte bunu yapmıştım” demek istiyorum. 

*- Dutlu yol,  çamlık ve diğerleri.. 

Ayasuluk projesi geçmiş Yönetimlerden devam eden projemiz. 
Eski dönemde alınan izin devam ediliyor. 
Biz geçmişten de gelen  doğru projelerin hepsinin yapılmasını istiyoruz. Şirince de yeni bir üretici Pazar alanı yaratacağız. 
Yaz kış sabit yerlerde satış yapacaklar.  
Çamlık Köyümüzde; Atatürk Müzesi, Tarihi Tren istasyonu ve Tren Müzesi üçlemesini Valiliğimizden istedik. 
Kendileri restore edeceklerini söyledi. 
Bunu bekliyoruz.  
Dutlu Yolumuz çok güzel oldu. 
Selçuk’e hepsi ayrı bir değer katacak projeler. 

*- En çok zorlandığım konu

Başlangıçta en çok zorlandığımız konu Bürokrasi oldu. 
Ben biraz tez canlıyım. 
Bakanlık, Valilik, Kaymakamlık, Büyükşehir ve sistemin hantallaşma sorunu nedeniyle sıkıntım oldu. 
Ama bunu da aştığımızı düşünüyorum.
 Müdürlerimize şunu söyledik:
‘Yapılan işlerin liderleri sizlersiniz’ diye. 
Şimdi işler ortaya çıktıkça onların da heyecanlandığını görüyorum. 
O da beni mutlu ediyor.

*-

*-