Pazarların hali...

Artun Sucuoğlu

Ülke olarak bu sene son yılların en sert kışını geçiriyor olmamız şimdiden tescillendi bile.
Ege de bile donduk…
Kim derdi ki Muğla - Bodrum karayolu kar nedeniyle kapanacak. Marmaris'e kar yağacak. Yazın o yolların asfaltı eriyor sıcaktan.
Geçenlerde hükümet doğal gaz faturalarına destek vereceği açıkladığında bir Erzurumlu yurttaşımız şöyle demişti televizyon ekranlarında;
Destek olmanın yetmeyeceğini, zam yapılmamasının daha iyi olacağını savunuyordu sert iklimin delikanlısı, ‘Buranın üç ayı yaz, üç ayı ayaz, gerisi hep beyaz’ demişti.
Bizler bile buradaki ovamızda ayazı, dağlarda da beyazı ziyadesiyle gördük bu sene.
Bereket olsun!
Dün sabah Bayındır ilçemizin pazarına  hem alışveriş yapmak hem de pazarın durumunu siz okurlarım için derlemek amacıyla ilçe  pazarındaydım.
Sabah erkenden  pazardaydım , tezgahlar yeni yeni kuruluyordu.
Dalyan gibi bir kamyonet süzüldü tezgahının yanına.
Dumanını savura savura.
Öyle nazlı öyle edalı süzülüyordu ki, sanırsın yaktığı motorinin litresi 15 lira.
İrkildim…
Çuvalların tezgahlara gelişi güzel dökülüp ‘gel abla, seç abla, diye bağırılan sahneleri göremedim dün.
Şaşırdım.
Çinli kadın askerler gibi dizilmiş turplar, patatesler, hatta kerevizler bile başka bir havadaydılar.
Yıldız Tilbe’nin şarkısındaki gibi ‘ben eski ben değilim ki’ der gibi bakıyorlardı.
Hele o havuç beyin bir havası vardı ki pazarda, görmeliydiniz.
Üst perdeden kendini hissettiren bir ses tonuyla ‘Ben 10 lirayım, kış sebzesi de olsam paran varsa alırsın efendii!’ diyordu adeta.
Ezildik tabi biz alıcılar.
Önceden pazarcı küreğiyle doldurulan havuçları, pahalı da olsa almak istedi birkaç alıcı.
Avrupa asilzadelerinin kıvrık saç tellerini andıran ince kök uçlarını bile incitmeden koydular poşetlere.
Patates biraz ucuzdu 5 lira. Hatta soğanla beraber en ucuzu oydu.
Hele yeşilliklere ne demeli daha düne kadar 3 tanesi 2 lira olanlar, şimdi tanesi 4 tl
Tereyağı 90 lira, süzme yoğurt çökelek 30-35 lira kilo fiyatları.
Yem fiyatlarını bildiğim için hiçbir şey diyemedim.
Biraz ilerideki Antalya seralarında üretildiği besbelli 22 ayar patlıcana ve 18 ayar sivri bibere selam vermekle yetindim.
Saygı sonuçta hepimiz topraktan geldik toprağa gideceğiz.
Neyse mizahı bırakıp gerçeklere dönelim.
Özellikle kendi ürettiğimiz ürünlerde bile pahalılık yaşanıyorsa bunun başlıca iki sebebi vardır.
İlki plansız üretim
İkincisi ise hammadde ve enerji dahil üretim aşamasındaki giderler.
Mesela havuç neden 10 lira?
Tarla hazırlanıp toprak sürülecek traktör pahalı, tarım makineleri pahalı, mazot pahalı.
Tohum ekilecek, tohum pahalı.
Gübre atılacak, gübre pahalı.
Zararlılara karşı ilaç atılacak zirai ilaçlar pahalı.
Hasat yapılacak, işçilik pahalı.
Suyla temizlenecek kuyudan temiz su çekilecek elektrik pahalı.
Büyük poşetlere konulacak poşet pahalı.
Kamyona yüklenecek, yola çıkacak motorin pahalı.
Hale gelecek aracıların kazandıkları çok çok daha pahalı.
Pazarcı dalyan gibi kamyonetiyle pazara getirecek tezgaha koyacak ve alım gücü azalmış vatandaşa bunu satmaya çalışacak ve üç beş kuruş ta o kazanacak.
Az kazansa evde elektrik pahalı, kömür pahalı. Çocuğunun kantinden alacağı simit pahalı.
Ekmek pahalı, peynir pahalı, şeker pahalı çay pahalı…
Her şey pahalı…
Pahalı, pahalı, pahalı.
İşte havuç bu yüzden 10 lira…
Sizce havuç bey çok mu pahalı?
Ne dersiniz?
Hele önümüz yaz korkarım tarlalar yazın boş kalacak.Pazar fiyatları şimdiden pahali olacak.
Konuştuğum köylüler geçen yıl traktörün bir deposu 1500 tl doldurup akşama boş depo ile eve dönüyorduk diyorlar...
Şimdi depolar 3000 tl dolacak tarlaya gitmemiz mümkün değil diyor...
Önümüzdeki günler sor geçecek görünüyor Bayındır pazarının haline bakılırsa.
Herkese iyi hafta sonları....