Beş şehir, beş lezzet

Tatlarıyla damaklarda güzel hatıralar bırakan özel lezzetlerin peşine düşüp beş ayrı şehri ziyaret etmeye ne dersiniz? Brandlifemag.com yazarı Cengiz Selçuk, beş farklı ülkenin beş farklı şehrinin kendine özgü lezzetlerini listeledi ve bunları nerelerde yiyebileceğinize dair önerilerde bulundu...

Batum - Gürcü Mantısı

Batum Gürcistan'ın Karadeniz kıyısında bulunan bir sahil kenti. Batum’un kendine özgü birçok özelliği var. Batum’da ne yenir sorusunun cevabı ise Gürcü Mantısı. Mantı deyince bizdeki Kayseri mantısı gibi küçük mantı taneleri aklınıza gelmesin. Batum’da bir porsiyon mantı söylediğinizde önünüze dört büyük parçadan oluşan büyük mantı taneleri geliyor.

Gürcü mantısı bizdeki gibi sadece kıyma ile değil farklı malzemelerle de yapıyor. Patatesli, mantarlı, peynirli gibi çeşitleri var.


Gürcü mantısını yapmak için biraz maharetli ellere ve pratik yapmaya ihtiyaç var sanırım. yoksa ona bohça benzeri şeklini vermek mutfakla arası olmayan kişiler için çok kolay olmayacaktır diye düşünüyorum.

Eğer Batum’da Gürcü mantısı yani Hinkali yemek isterseniz gideceğiniz mekanın adı Shemoikhede Genatsvale Restaurant. Noe Zhordania adlı sokakta yer alan restoranı sadece mantı değil tüm Gürcü lezzetleri için tercih edebilirsiniz.Bu restorana ünlü yemek eleştirmeni Vedat Milor’un da gittiğini belirtelim.


Saraybosna - Köfte

Sıradaki lezzetimiz için Balkanlar'ın bizden izler bulunduran kenti Saraybosna'ya gidiyoruz. Bosna-Hersek'in başkenti Saraybosna, Başçarşısı, doğal güzellikleri ile kesinlikle keşfe değer bir gizeme sahip. Saraybosna’da ne yenir sorusunun cevabı ise 'Cevapi' adlı köfte.


Sadece Saraybosna’nın değil Bosna Hersek’in de önde gelen lezzetlerinden olan bu köfte, havasından mı suyundan mı bilinmez tüm gidenlerin yiyip de öve öve bitiremediği bir lezzet olarak öne çıkıyor.

Kendine özgü ekmeği ve soğan ile servis edilen köftelerin en önemli özelliği bölgeye özgü otlaklarda beslenen hayvanlardan elde edilen eti. Soğan, kıyma ve baharat ile hazırlanan cevapiyi Saraybosna’da yiyebileceğiniz en güzel yer ise Zeljo.


Atina - Souvlaki

Geldik ziyaret edip de lezzetlerinin tadına baktığımız bir diğer şehre. Yunanistan’ın başkenti Atina, damak tadımıza çok yakın lezzetler sunan bir şehir. Sadece Atina’nın değil Yunanistan’ın önde gelen sokak lezzetlerinden birisi olan souvlaki, Atina’ya gelip de yemeden dönmemeniz gereken yiyeceklerin başında geliyor.


Bir nevi, bizdeki Adana ve Urfa kebap mantığı ile yapılıp dürümde servis edilen souvlaki, içine konulan süzme yoğurt ile bizdeki kebaptan ayrılıyor. Souvlaki’yi yiyebileceğiniz en ünlü mekan, en fazla bir metrelik küçücük ocağıyla yıllardır hizmet veren Kostas. Mekanda dana, tavuk ve domuz gibi farklı etlerden suvlakiler yapılıyor.

Beyrut - Falafel

Ortadoğu’nun Paris’i olarak bilinen Beyrut, 1. Dünya Savaşı sonuçlanana kadar Osmanlı toprağı olarak kalmış bir şehir. Savaş sonuçlanınca Fransızların eline geçen Beyrut bu sayede Doğu’nun Paris’i diye ünlendi. Nitekim şehri keşfederken Fransız esintileri taşıyan mimari yapılarla karşılacaksınız.


Lübnan mutfağı denilince akla gelen lezzet ise nohuttan yapılan bir köfte olan falafel. Beyrut’ta bizim döner gibi sıklıkla tüketilen bir yiyecek. Ezilmiş nohut çeşitli baharatlar ile köfte haline getirilip kızartılıyor, ardından dürüm şeklinde servis ediliyor. Falafel, vejeteryanların da favori yemeklerinden. Beyrut’ta falafel yiyebilceğiniz en güzel yer ise Barbar isimli restoran.


Lizbon - Pasteis de nata

Portekiz’in başkenti Lizbon aynı zamanda da Avrupa kıtasının en Batısındaki şehir. Mimari dokusu, mozaik sokakları ve mistik havası ile turistlerin rağbet ettiği noktalardan biri. Portekiz’in öne çıkan lezzeti ise sahil semti Belem’den çıkmış.


Bir nevi yokluktan türetilmiş olan Pasteis de nata’nın ortaya çıkış öyküsü de ilginç. 1830’lu yıllarda ulaşımın sadece botlar ile yapıldığı Belem semti, kocaman bir manastır ve kiliseye sahipmiş. Başlayan reform hareketleri sonucunda manastırlar kapanınca gıda sıkıntısı başlamış. Bir rahip ise pratik bir fikir ile manastırın yakınındaki şeker kamışı rafinerisinden aldığı şeker ile yumurta, un ve sütü birleştirerek bu tatlılardan yapmış. Manastır mutfağından çıkan bu tatlı etrafa da satılmaya başlamış. Kahvaltı ürünü olarak ortaya çıkan tatlı için bu rahip 1837’de dükkanını Belem’de açmış. O gün bu gündür natalar Lizbon’un en sevilen tatlısı olarak tüketiliyor.

Belem’de aşağıdaki resmi görülen Pasteis de Belem adlı dükkanda başlayıp tüm şehre dağılan bu tatlı Lizbon denilince ilk akla gelenlerden. Lizbon’da pasteis de nata yiyeceğiniz birçok yer mevcut ama bizce siz en meşhuru olan Pastais de Belem’de yiyin.